Oyun dünyasında büyük ses getiren The Witcher 3 yönetmeni Konrad Tomaszkiewicz, CD Projekt Red’den ayrıldıktan sonra yeni stüdyosu Rebel Wolves’u kurarak kendi yolunu çizdi. Peki, onu bu radikal karara iten neydi? Başarılı yönetmen, bu ayrılığın perde arkasını ve yeni projelerini detaylarıyla anlattı. İşte detaylar!
Witcher 3 sonrası CDPR’dan ayrılık ve yeni başlangıç
Konrad Tomaszkiewicz, yaptığı açıklamada CDPR’dan ayrılmasının ardındaki en büyük nedenin yaratıcı özgürlük olduğunu belirtti. Büyük stüdyolarda yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesinin zor olduğunu söyleyen Tomaszkiewicz, “Yeni ve çılgın fikirlerimiz vardı. Bunları gerçekleştirebilmek için kendi stüdyomuzu açmamız gerektiğini biliyorduk. Çünkü büyük bir şirkette, özellikle de mevcut IP’leri olmayan yeni bir projeyi hayata geçirmek çok zor olurdu” ifadelerini kullandı.
Yeni stüdyosu Rebel Wolves’un en büyük avantajının, ekibin daha sıkı bir iletişim içinde olması olduğunu belirten Tomaszkiewicz, “Küçük bir ekip, daha doğrudan ve etkili bir iletişimle çalışabilir. Yaratıcı vizyonu hayata geçirmek daha kolaydır” dedi.
Rebel Wolves’un ilk oyunu The Blood of Dawnwalker, bir insan ve vampir melezi olan genç bir adamın hikayesini anlatıyor. Gotik ve karanlık atmosferiyle dikkat çeken oyun, büyük bir stüdyo desteği olmadan da AAA kalitesinde yapımların ortaya çıkabileceğini gösteriyor. İlk tanıtım fragmanıyla büyük ilgi toplayan oyun, şimdiden RPG severlerin merakla beklediği yapımlar arasına girdi.
CDPR ile yolları ayrılmış olsa da, Tomaszkiewicz’in eski ekibiyle halen iyi ilişkiler içinde olduğu görülüyor. CDPR’de çalışan birçok geliştirici, Rebel Wolves’un yeni projesine destek mesajları paylaşarak, “Bu oyunlar ortak bir mirası ve değerleri paylaşıyor” ifadelerini kullandı.
Peki sizce Konrad Tomaszkiewicz’in CDPR’dan ayrılıp kendi yolunu çizmesi doğru bir karar mı? The Blood of Dawnwalker hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda fikrinizi paylaşın!
